|
Göklerin ve yerin altı günde yaratılması bildiğimiz günler şeklinde değildir. Zira Kur’anda bin ve elli bin senelik zamanlar için de gün tabiri kullanılmıştır. Demek ki altı günden murat altı devre, altı merhaledir.
Bir insan anne rahminde altı devre geçirdikten sonra dünyaya gelir. Bu altı safhanın tamamlanması ise dokuz ay sürer. Bu safhalar nutfe, alaka, mudğa, azm, lahm, halk-ı cedid safhalarıdır. Büyük âlem olan kâinat da altı devrede yaratılmıştır. Ama bu altı devre milyonlarca yılda tamamlanmıştır. Bilim adamları süre konusunda bir takım tahminlerde bulanmakla birlikte kesin bir rakam veremiyorlar.
Nasıl ki, Dünyanın kendi etrafında dönmesinden gece ve gündüzler ve senelik dönüşünden de seneler hasıl oluyorsa, aynı şekilde Güneş ve sair gezegenlerin de buna benzer, kendi etraflarında dönmesinden seneler ve günler hasıl oluyor. Yalnız bu gezegenlerin dönme zamanları farklı olduğu için, güneşin bir dönüşü, dünyanın binlerce dönüşüne bedeldir. Böyle olunca, Güneşin bir günü, Dünyanın binlerce gününe bedeldir. Bir senesi, elli bin senesine denk gelir. Aynı şekilde, Güneşten daha büyük yıldızların da bu tarz dönüşlerinden hasıl olan gün ve yılları güneşten katbekat fazladır. Bu ise, kainat içinde göreceli olan yüzlerce gün ve yıl kalıplarının varlığını netice veriyor.
Bugünkü fen, dünyanın gün ve yıl kalıbını esas aldığı için, Kur'an ve hadiste işaret edilen birtakım gün ve yıl tabirlerine itiraz ediyor. "Dünyayı ve semayı altı günde yarattım." ayetine itiraz ederek, bilimsel olarak dünya ve gezegenin oluşumu milyarlarca yıl sürmüştür, öyle ise Kur'an -haşa- yanılmıştır diye şüphe atıyor. Halbuki Kur'an ezel ve ebed sultanı olan Allah’ın kelamı olmasından, kainattaki bütün gün ve yıl kalıplarını, tabirinin ve kelamının içine alıyor.
Kainatta öyle galaksiler var ki, bu galaksinin bir günü dünyanın milyarlarca gün ve yılına karşılık gelir. Kur'an’ın dünya ve semanın ömrünün milyarlarca yıl olmasını altı gün ile tabir etmesi, bu galaksilerin gün ve yıl kalıbına göre olma ihtimalidendir. Öyle ise Kur'an’a itiraz yersiz ve hatalıdır.
Dünyanın ömrü ile dünya içinde yaşayan insanlığın ömrü birbirinden farklıdır. Dünyanın ömrü ilk oluşumundan başlayıp, kıyamete kadardır, bu da milyarlarca yıl ile tabir edilir. Ama dünya içinde yaşayan insanlığın ömrü; hadislerde yedi bin yıl olarak tarif ediliyor. Yani dünya ile dünya içinde yaşayan canlıların ömürleri farklılık arz ediyor. Bitkiler hayvanlardan uzun ömürlü, hayvanlar da insanlardan uzun ömürlüdür. İnsanlığın ömrü dünya gün kalıbına göre, dünyanın ve sair mahlukatın ömrü ise sair galaksilerin gün ve yıl kalıbına göredir. Meseleye böyle bakacak olursak, din ile fen arasında bir çatışma ve uyumsuzluk kalmaz.
Allah hitap ederken, bütün kainatın namına ve bütün yaratılmışların hesabına hitapta bulunuyor. Mesela "Biz alemleri altı günde yarattık." derken, gün ölçüsünü sadece dünyanın yirmi dört saatlik ölçüsüne göre değil, sair galaksilerin ve gezegenlerin dönüş ve gün ölçüsüne göre de söylüyor. Şayet sadece dünya merkezli konuşsa, "sair mahlukatın Rabbi" unvanı bu hitapta tezahür etmez. Bu sebeple Kur’an insanlığa hitap ederken, bütün mahlukat ve mevcudatın Rabbi ve İlahı unvanı ve genişliği ile hitap ediyor.
Allah, sadece benim bahçem olan dünyanın Rabbi değil, bütün kainat bahçesinin Rabbidir ve hitabı da ona göredir. Bu sebeple Kur’an’ı anlamaya çalışırken bu hitabın genişliğini ve yüksekliğini nazarda tutmak gerekiyor. Yoksa cüzi (dar) dünya nazarı (görüşü) ve mizanı (ölçüsü) ile o külli (geniş) hitapları mizana (ölçüye) çekmek çok sakat bakışlara ve gereksiz itirazlara sebep olur.
O halde, bir insan kendi aklıyla anlayamadığı bir hakikati, öncelikle Allah Resulünün (asm.) hadislerindeki açıklamalara bakarak, daha sonra, gerektiği takdirde, tefsir âlimlerinin söz konusu ayet hakkındaki yorumlarına müracaat ederek öğrenme yoluna gitmelidir. Bu iki önemli kaynağa müracaat etmeden sadece kendi fikriyle yapacağı yorumlar onun kalbini tatmin etmeyebilir ve ruhunda şüphe ve tereddütlere yol açabilir.
|
|
Gönderen : İSMAİL
Tarih : 10 Temmuz
2014
Hit : 6554
|
|
|
|
İSMAİL |
Seviye
Yönetici
|
|
|
Toplam Puan: 115 |
Giriş Sayısı: 207 |
Konu: 279 |
Cevap: 99 |
Yorum
3578 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Semavat ve arz altı devrede, safha safha yaratılmış. Ve sonunda şu gördüğümüz harikalar harikası kâinat çıkmış ortaya. Onun yaratılışındaki bu hikmet tecellisi ondaki hadiselerde de kendini göstermiş. Gece birden kaplamamış yeryüzünü; gündüz de âniden gelmemiş. Geceden seher vaktine geçilmiş ve onu güneşin doğuşu takip etmiş. Daha sonra güneşin yine yavaş yavaş yükselmesiyle öğle vaktine erişilmiş, onu da o bereketli ikindi vakti takip etmiş ve sonunda gurup. Gündüz âniden gelse, gece birden bastırsaydı ne seherden söz edebilirdik, ne öğleden, ne ikindiden.
Bu hikmetli yaratılış, bitkiler âleminde de hüküm sürmüş. Çekirdekte İlâhî bir sanat ve hikmet gizli. Koca ağacın bütün programı o küçücük âlemde kader kâlemiyle çizilmiş. Ondaki, genetik şifre ilim adamlarını hayretler içinde bırakan bir mükemmellikte ve yine onları çaresiz kılacak kadar derin sırlarla dolu. Çekirdeğin açılması apayrı bir harika.
Fettah isminin tecellisi. Yerin çekimine rağmen yukarıya doğru başlayan hikmetli ve intizamlı yürüyüş. Derken fidan devresine eriş. Boy atma ve kalınlaşma devreleri ve sonunda çiçek açıp meyve verme... Her meyvenin de büyümesi, kemâle ermesi ve o yumuşak meyveden sert çekirdeklerin süzülmesi yine birden bire değil, safhalar hâlinde gerçekleşmekte. Her safhası ilim ve hikmetle yürütülen bu akıl almaz faaliyetler, yeryüzünü değişik tablolarla doldurur ve fikir ehlini bu İlâhî sanatlara hayran bırakır.
Dünyada hikmet, âhirette ise kudret hâkim. Dünya kudret âlemi olsaydı, şu muhteşem kâinat altı gün, yani altı devre yerine bir anda yaratılacaktı. Ondaki ağaçlar da bir anda bitecek ve son şekliyle boy göstereceklerdi. O zaman yukarıda sıraladığımız İlâhî sanat eserleri de vücut bulmayacaklardı. Çekirdekler âlemi, yoklukta kalacak, açılmaları, büyümeleri, fidan olmaları gerçekleşmeyecekti. Çekirdekler olmayınca, haliyle, yumurtalar ve nutfeler âlemi de yokluktan kurtulamayacaklar, bu âleme gelip, taşıdıkları Rabbanî sanatları sergilemekten mahrum kalacaklardı.
Fidanlar olmayınca bebekler de, kuzular da, buzağılar da olmayacaktı. Binlerce sanat bire inecek, yüzlerce güzellik ortadan kaybolacaktı. Terbiye ve tedbir fiillerinin tecellileri görülmeyecek, sadece ibda ve icad fiillerinin mahsulleri, âlemde boy gösterecekti. İlâhî hikmet buna müsaade etmedi ve kâinatı bir anda yaratmak yerine altı devrede inşa etmeyi takdir buyurdu.
Meselenin insana bakan bir yönünü kısaca hatırlatmak isteriz: Kâinat bir anda yaratılsaydı insan da bir anda yaratılacak ve kemâl yaş kırk olduğuna göre, dünyamız kırk yaşında ilkokul talebeleriyle dolacaktı. Âhirette hikmet yerine kudret hâkim olacak. Otuz gün çalışan bir memurun, maaşını bir anda alması gibi, dünya imtihanını kazanan mü’minlere de dereceleri bir anda verilecek ve cennetten kâmil bir insan olarak istifade edecekler. Zaman çekilecek aradan.
Bekleme diye bir şey olmayacak; her arzu edilen anında yaratılacak. Bedenler latifleşecek, nuranileşecek. Bir anda birkaç mekânda bulunmak, ayrı sohbetlere iştirak etmek, farklı nimetleri tatmak mümkün olacak. Devre devre yaratılan âlemde, safha safha halkedilen (yaratılan) insan, zaman nehrinde yavaş yavaş akan mahlûkattaki hadsiz hikmet tecellilerini seyretmesine mükâfat olarak orada, kudret tecellilerini ebediyyen seyir ve o tecellilerden aralıksız istifade edecek.
*****“Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” (Risale-i Nur Külliyatı)***** |
|
|
|
|
|
|
|
ahmet61 |
Seviye
Normal
|
|
|
Toplam Puan: 0 |
Giriş Sayısı: 1 |
Konu: 0 |
Cevap: 1 |
Yorum
937 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Yazı çok hoşuma gitti. Buradaki sema ve arzdan kasıt Dünya ve Dünyanın seması olan atmosferimiz olabilir. Çünkü fussilet suresinde gökleri 2 günde yarattığını söylüyor. Bu durumda göklerden kasıt tüm evren olsaydı altı gün olması gerekirdi. Bu konuyu şu Bilim ve yaratılış ağacı sitesinden okuyunca anlamıştım. fakat sizin yazınız da bana çok şey kattı. Elerinize sağlık. https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2018/08/45-goklerin-ve-yerin-6-gunde-yaratilmasi-ne-demektir/
|
|
|
|
|
|
|
YORUM YAZMAK İÇİN ÜYE SEVİYENİZ YETERSİZ
|