|
ÖMER GİBİ OLMAK 28/01/2013
Hicri 95 yılından itibaren Müslümanları yöneten Yusuf b. Haccac baskıcı bir yönetim sergiliyordu. İdare anlayışı hikmetten yoksundu. Yönetim süresince insanlara göz yaşı dışında başka bir şey vermemişti. Rivayet o dur ki bir grup insan, zalim Haccac’ın huzuruna çıkar: Ömer gibi bir yönetim sergilemesini talep ederler. Gaddar yönetimci, bu istek karşısında önce şaşırır. Birkaç dakika sonra “Ey insanlar Ömer gibi olmamı istiyorsunuz öyle mi? Siz önce Ammar,Musab,Ali,Ebuzer ve Ebu Bekir olunuz ki ben de size karşı Ömer olayım.” der .Acaba insanların aradığı Ömer kim idi? Ümmeti nasıl yönetmişti? Bu yazımda Hattab’ın oğlu Hz. Ömer’in tüm hayatını ele alarak bu sorulara yanıt vermem mümkün değildir. Zira bu yazının hedefi de bu değildir. Ancak ben, bu yazımda Ömer’in(RA) hayatından birkaç kesit sunacağım.
Birinci Kıssa: Eslem, Ömer ile birlikte ‘‘Haret’ü Vakim’’ denilen mevkiye çıkmıştık. Uzakta yükselen bir ateş vardı. Ömer onu görünce Ey Eslem! Soğuktan ve geceden dolayı orada gecelemek zorunda kalanlar vardır. Yanlarına vardığımızda bir kadının ateş yaktığını gördük. Ocağın üstüne tencere koymuştu. Çocuklar ise açlıktan ağlıyorlardı. Ömer, ey ışık ehli size selam olsun. (ateş ehli demesi Ömer’in insan ilişkisinde ulaştığı konumu gösterir.) Kadın, aleykumu’s-selam diyerek karşılık verdi. Ömer, yaklaşabilir miyim? Kadın, hayır ile yaklaşırsan buyur, eğer başka bir niyetin varsa yürü git der. Ömer Ey Bacım! Bu çocuklar neden ağlıyorlar? Kadın, açlıktan der. Ömer, tenceredeki nedir? Kadın sudur onları uyutuncaya kadar oyalıyorum. Allah bizimle Ömer arasında hükmünü verecektir. Ömer, Allah sana merhamet etsin. Ömer durumunuzdan nasıl haberdar olsun. Kadın sorumluluğumuzu üstlenen bizden gafil olmamalıdır. Eslem derki, Ömer bana dönerek Medine’ye dönüyoruz. Koşar adımlarla Medine’ye vardık. Ömer ambardan biraz un biraz da yağ olmak üzere bir çuval malzemeyi sırtladı. Ben almak istedimse de Ömer bana izin vermedi. Kıyamette günahlarımı taşıyacak mısın? Ömer bizzat ateşi yaktı. Duman sakalı arasından yükseliyordu. Elleri ile çocuklara yemek yedirdi. Kadın, sen ey ihsan sahibi, Emir’ul-müminden daha üstünsün.
İkinci Kıssa: Ömer’in halifeliği döneminde Amr b. As Mısır’ın valisidir. Oğlu at yarışında at koşuşturuyordu. Yarışmacılardan bazıları yarışmaya şaibenin karıştığını ileri sürdüler. Tartışma büyüyünce valinin oğlu Mısırlı bir gencin üzerine yürüyerek bir tokat attı. Bu gelişme üzere Mısırlı Vatandaş durumu Ömer’e şikâyet ederek rapor etti. Bunun üzerine Halife Ömer, Vali ile oğlunu Medine’ye işin tahkiki için geri çağırdı. Araştırmanın sonucunda Valinin oğlu suçlu bulunmuştu. Ömer insanların toplandığı bir ortamda Mısırlıya dönerek şerefli olduğunu iddia eden bu adam ve babasından kısas almasını istedi. Sonra valisine dönerek “annelerin özgür olarak doğurduğu evlatlarını siz ne zaman köleleştirdiniz?”
Üçüncü Kıssa: Hz. Ömer Halife iken bir at satın alır. Denemek için satıcısından atı alarak koşturur, atın bitkin düştüğünü görünce sahibine geri vermek ister. Adam atı kabul etmeyeceğini ileri sürerek hakeme başvurur. İki tarafta hakem için Şüreyh’te karar kılarlar. Mahkemenin neticesinde Emiru’l müminun mahkûm edilir. Ömer, bu karara hiçbir itirazda bulunmadığı gibi Şüreyhi’yi Küffe’ ye Kadı olarak atamasını gerçekleştirir.
Dördüncü Kıssa: Ömer’in hilafetinde Yemen’den gelen kumaşlar Müslümanların arasında eşit ve adil bir şekilde dağıtımı yapılmıştı. Her insana bir elbise düşerken Ömer’e ise hem üst hem de alt olmak üzere iki elbise düşmüştü. Gün Cuma günü idi. Ömer Minbere çıkmış insanlardan kendisine itaat etmelerini istemişti. Sözün bu noktasında bir adam ayağa kalkarak “Sana ne itaat eder ne de seni dinleriz. “Ömer sakin bir şekilde “Allah sana merhamet etsin” neden? dedi. Bunun üzere adam nasıl olurda herkese bir elbise düşerken size iki elbise düşer? Bunu açıklamakla mükellefsiniz. Hz. Ömer, oğlu Abdullah’a bakarak “evladım! işin mahiyetini anlat” deyince oğlu Abdullah işin hakikatini açıklayınca itiraz eden Adam imdi sana itaat etmek boynumuzun borcudur.
Beşinci Kıssa: Sasani kralı Kisra Medine’ye bir elçi gönderir. Elçi Medine’ye ulaşınca sarayın mekanını araştırır. Ona küçücük bir ev gösterirler. Hayal kırıklığına uğrar. Ömer’le görüşmek için kapıyı çalar aldığı cevap kendisini tabir yerinde ise şoke eder. Zira Ömer ezber bozmuştu. Kendisine işte Ömer ağacın altında uyuyan kişidir, denir.
Bu manzara karşısında teacubu kat kat artan bu şahıs şu gerçeği ifade etmekten geri duramamıştır.” Güvendesin çünkü adil davrandın. Rahat uyu ey Ömer!”
Sözün özü; ben bugün Ömer’i arıyorum.
Bulanlar insanlık namına şu garibe haber versinler.
|
|
Gönderen : tahsin
Tarih : 3 Haziran
2014
Hit : 11240
|
|
|
|
yld |
Seviye
Normal
|
|
|
Toplam Puan: 16 |
Giriş Sayısı: 36 |
Konu: 0 |
Cevap: 11 |
Yorum
3614 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Malesef kardeşim ömerler bugün yok.
|
|
|
|
|
|
|
|
admin |
Seviye
Yönetici
|
|
|
Toplam Puan: 608 |
Giriş Sayısı: 1583 |
Konu: 508 |
Cevap: 50 |
Yorum
3614 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Tahsin hocam, yld hocam bende arıyorum o Ömerleri ama maalesef bende göremedim
|
|
|
|
|
|
|
|
İSMAİL |
Seviye
Yönetici
|
|
|
Toplam Puan: 115 |
Giriş Sayısı: 207 |
Konu: 279 |
Cevap: 99 |
Yorum
3593 gün önce
eklendi
|
|
|
|
Hocam öncelikle yazınız için teşekkürler.
Evet Asr-ı Saadet'e; bu ismin verilme sebebi ortadadır. Elbette Peygamber(asm) dizi önünde, bizzat ondan ders almış sahabilere yetişmek mümkün değildir. Ama onların yolunda çabalamak vazifedir.
Bu babda her insanda aynı istidat/kabiliyetler olmakla beraber; helvadan putlara tapıp sonra acıkınca onları yiyen, kız çocuğunu diri diri toprağa gömen islamdan önceki Ömer ile islamdan sonraki Ömer'i(ra) birbirinden ayıran ne oldu peki. Elbette islam müşerrefiyeti!
İşte Peygamber efendimiz(asm) gibi sohbet eden yumuşak huylu Hz. Ebu Bekir; adaletli ve düşmanlarına karşı şiddetli Hz.Ömer; İslama zarar gelmesin diye Kur'an başında şehit olmayı göze alan Hz.Osman; Al-i beytin devamını sağlayan, metanetli, ilim kapısı Hz. Ali ve diğer sahabiler....
Cenabı-ı Hak imtihan sırrınca yeryüzüne hayır ve şer tohumlarını atmıştır. İnsan o tohumları hayır suyuyla sularsa haseneler; şer suyuyla sularsa seyyieler ortaya çıkmaktadır. İşte insana düşen öncelikle -istidatlarını geliştirerek- o tohumlara İslamiyet suyunu akıtabilmesidir.
İnsan Hz. Ömer'leri arıyor elbet. Fakat Cenab-ı Hakkın kainata koymuş olduğu tekamül ve terakki kanunu işlemeye devam ederken biz de o kanuna riayet ederek; mazi cenahında kalmış Hz. Ömer'ler aramaktansa O'nun gibi Hz. Ömer'ler yetiştirmek durumundayız diye düşünüyorum.
*****“Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” (Risale-i Nur Külliyatı)***** |
|
|
|
|
|
|
YORUM YAZMAK İÇİN ÜYE SEVİYENİZ YETERSİZ
|